27 Mart 2015 Cuma

Farklı vegan: sadece meyve yiyen vegan

Veganlığı çoğumuz hayvansal hiçbir ürünün tüketilmediği bir diyet, yaşam biçimi, etik duruş, yaşam felsefesi diye biliyoruz. Ancak derinlemesine baktığımızda ve incelediğimizde sadece hayvansal ürünleri tüketmemenin veganlar için yeterli olmadığını farkediliyor. Çünkü ana veganlık ismi altında raw vegan, frutaryan, frigan diye ayrılıyor. Bu hafta da frutaryan ve raw vegan olan iki kişiyle veganlığın alt dallarına bakacağız.

Canan Yürüktümen İstanbul'da yaşayan, turizmci ve 30 yaşında genç bir kadın. Kendisi son 2 yıldır hayvansal gıdaları ve ürünleri tamamen hayatından çıkarmış bir şekilde yaşamına devam ediyor. Yaklaşık 10 sene önce ilk lakto-vejeteryan olarak et tüketmeyi reddetmiş. Yani lakto-vejeterayan olarak, et tüketmiyor ancak süt, yoğurt, peynir tüketiyordu.
Canan Yürüktümen hayvan hakları nedeniyle vegan oldu.

Canan'ın vegan olmasının sebebi ise hayvan hakları. Hayvanlara tecavüz edilmesine ve onların öldürülmesine ortak olmak ve suçlu olmak istemediği için vegan olmaya karar vermiş. Et endüstrisinin devam edebilmesi için hayvanlara yapılan eziyetlere karşı durmak amacıyla son adımını atarak  vegan olmuş ve hayvansal her şeyi hayatından çıkarmış. Veganlığa geçiş aşaması bizim için tanıdık ve aşina olduğumuz bir durum. Canan'ın veganlık hikayesindeki dikkat çekici olan kısım ise fruteryan olmaya karar vermesinden sonra başlıyor. Frutaryan yani meyveteryanlık, vegan olan kişinin sadece meyve ile besleniyor olması. Sağlık açısından tartışmaya açık olan ve doktorların yaşamın devamı için doğru bulmadığı bu diyet tarzını benimseyen kişileren biri de Canan.

"Pişmiş yemekler vücuduma ve ruhuma ağır geliyor"
Taze meyveler, kuru meyveler, yemişler bir frutaryanın menüsünü oluşturan gıdalar. Ancak sadece bunları tüketiyor olmak, vücut için bu yiyecekler yeterli mi sorusunu akıllara getiriyor? Canan ise, "frutaryan beslenme şekli benim için yeterli, hatta daha verimli. Çiğ yiyecekler, insana enerji verir, pişirilip besin değerlerini kaybetmedikleri için insan sağlığı için çok daha iyidir" diyor. Meyve, yemiş tüketmenin kendisini özgür, ferah ve sağlıklı hissetmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Aksine ateşte pişmiş yemeklerin kendisine ağır geldiğini ve zincire bağlıymış hissine verdiğini söyledi. 
Frutaryan meyve odaklı bir diyet.

Frutaryan olma süreci hakkında ise Canan, "iki-üç haftalık sadece meyve suyu içerek tuttuğum oruçlar oldu, hatta çoğu zaman su bile içmeyerek. Bunu vücudumun sınırlarını zorlamak,  deneyimlemek, bedenimi ve ruhumu özgür kılmak, üzerimdeki tüm kabuklardan kurtulup hafiflemek, nefsimi kontrol etmek, yettiği kadar yaşamak, öze ulaşmak için yaptım" dedi.

Peki neden sadece veganlık değilde frutaryan olmak önemli? Çünkü amaç hayvansal ürün tüketmemek, politik, biyolojik olarak hayvan endüstrisini reddetmek ise ekstra çaba sarf ederek sadece meyve ve yemiş tüketerek hayatına devam etmenin sebebi ne? Canan frutaryan olmadaki diğer önemli noktanın olabildiğince ilkelliğe dönme ve olabildiğince özüne geri dönme olduğun söyledi. Bu sebeple kendisi de meyve tüketerek doğaya olabildiğince uyum sağlamak, kendini özgür hissetmek ve ilkelliğini hissetmek 
istiyor.

Pişecekse de 41 derecede pişecek
Çiğ tüketmenin her enzimi ve vitamini almak 
için önemli olduğu düşünülüyor.
 Şimdi ise sıra raw veganlıkta. Veganlığın bu çeşidinin temelini ise her şeyi çiğ tüketmek oluşturuyor. Bu yeme çeşidinin tercih edilmesinin nedeni, sebzede ve meyvede var olan bütün enzimleri, vitaminleri azıcık olsa bile hiç yok olmadan direk vücuda almak. Sebzeyi ,meyveyi çeşitli pişirme teknikleriyle ısıya maruz bırakmanın tüketilecek gıdanın bütün özelliğini yok edeceğine inanılıyor. Ama az da olsa herhangi bir pişirme tekniği kullanılması gerekiyorsa da en fazla 41 dereceye kadar ısıtılmış suda veya fırında pişmesi gerekiyor. Daha fazla ısı kabul edilmiyor.
Atalay Acar için veganlık önemli, ama çiğ tüketmek ve
 doğala yakın olmak da oldukça önemli.
Atalay Acar'da üç yıldır vegan olan biri.  Hayvanlara yapılan eziyeti ve tüketim endüstrisini reddetmek amacıyla vegan olan Acar, bu kararından sonra tükettiği gıdalardan tam anlamıyla verim alabilmek amacıyla her şeyi çiğ tüketmeye karar vermiş.
Veganlığın özünün hayvansal hiçbir besin tüketmemk olmasının yanı sıra doğallığa ve doğaya da olabildiğince yakınlaşmak olduğunu söyleyen Acar, yiyeceği her şey çiğ tüketmeyi tercih ediyor. Çiğ sebze ve meyveleri salata yaparak, suyunu içerek ya da 41 derecede haşlayarak tüketen Acar vücut için gerekli her şeyi bu diyet türüyle aldığını ve kendisini bu şekilde doğala en yakın şekilde hissettiğini söyledi.

Haber türü: Foto-haber
Fotoğraflar: Ece Kartal, röportaj yapan kişilerin arşivleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder